Hürriyet’in
çiçeği burnunda yazarı Abdülkadir Selvi, 30.05 2016 Pazartesi günü köşesinde
çok önemli bir yazı yayınladı.
Selvi,
Saray’da Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan ilk Bakanlar Kurulu
toplantısında terörle mücadelede yeni bir konseptin gündeme geldiğini açıkladı.
Buna ‘terörü
önleyici operasyonlar’ denecek…miş. ‘PKK saldırılarını önlemeye dönük savunmacı
yaklaşımdan ziyade, ‘’devletin operasyonel olduğu, ‘önleyici vuruş’
stratejisine geçiliyor’’…muş.
Yani şimdiye
kadar ‘savunmada’ olan devlet, şimdi ‘önleyici vuruş’
yapacak…mış…
Adeta
savunmadan saldırıya geçiliyor, ama bu da örtülü söyleniyor…
Bakanlar
Kurulu’nda 4 birim sunum yapmış. Dışişleri, İçişleri, Genelkurmay ve MİT.
Yeni
süreçte;
1-Çözüm
süreci 1-1.5 yıl gündeme gelmeyecek… miş.
2-PKK’nın
ülke içindeki stratejik terör kampları temizlenecek….miş.
Selvi daha
sonra ‘’Sınırlarımız içindeki Kandilcikler’ dediği bu bölgeleri tek tek
sayıyor:
1-Ağrı-Tendürek.
2-Cudi-Gabar.
3-Diyarbakır
Lice-Kulp-Şenyayla.
4-Tunceli-Ali
Boğazı.
5-Bingöl
Genç ve Kiğı.
Bu bölgeleri
PKK’nın nasıl kullandığı da ayrıntılı olarak anlatılıyor.
Selvi’nin bu
yazısı, normal bir gazeteci ve normal bir vatandaşın aklına otomatik olarak şu
soruyu düşürüyor:
-
Bu 5
Kandilcik ne zaman kuruldu?
-
Şimdiye
kadar bu bölgelere neden operasyon yapılmadı?
Belli ki bu
sorular Saray’da sorulmamış. Yoksa brifing veren o birimlerden bu Kandilciklerin
hesabının sorulması gerekirdi.
Çünkü
Selvi’nin dediğine göre Türk devleti ve TSK, şimdi savunmadan çıkarak kendi
ülkesi, kendi toprakları içinde yerleri belli bu PKK terör kamplarına karşı, bu
Kandilciklere karşı ‘önleyici operasyon’ yapacakmış…
Selvi, bunu
Türk kamuoyuna ‘bakın savunmadan karşı atağa geçiyoruz’ şeklinde bir tür
ferahlatıcı müjde olarak duyuruyor…
Kendi ülken
içindeki terör kamplarını temizlemek için yapılan operasyon, şimdiye kadar
bildiğimiz askeri terimlere göre ‘ülke savunmasıdır’, ‘toprak müdafaasıdır’,
‘PKK’ya kaptırılan bazı bölgelerin geri alınması
çabasıdır’… Bunların hepsi
‘savunma’ şemsiyesi altına girer…
Önleyici
saldırı ise başka bir şeydir. Senin ülkende terör yapan, ülke dışındaki Irak ve
Suriye’deki PKK-PYD kamplarına yapılacak bir operasyondur
‘Önleyici savunma’…
Belki yeni
bakanlara bunu yutturabilirsiniz, ancak yıllardır terörle mücadele eden bir
ülkenin kahvedeki normal vatandaşına bile bunu ‘önleyici karşı atak’ diye
yutturamazsınız…
Şimdi
gelelim asıl önemli meseleye….
-Bu
Kandilcikler ne zaman kuruldu?
-Bu
Kandilcikler hangi Hükümet döneminde kuruldu?
-Bu
Kandilcikler Çözüm süreci yıllarında mı kuruldu?
-Bu
Kandilcikler hangi başbakanın yetkili olduğu dönemde kuruldu?
-Bu
Kandilcikler hangi cumhurbaşkanı döneminde kuruldu?
-Bu
Kandilcikler hangi MİT Başkanı döneminde kuruldu?
Belli ki
Saray’da bu sorular sorulmamış…
Oysa ‘Başkan’
olmak için yırtınan Erdoğan’ın, Saray’da bu 5 Kandilcik, yani ülke içindeki PKK
terör kampları sayıp döküldüğü zaman;
-‘Bunlar
ne zaman kuruldu, neden benim haberim yok, niye bana söylemediniz?’ demesi
gerekirdi.
Ya Erdoğan
bunu sordu, Selvi yazmadı…
Ya da
Erdoğan kendi yetkili olduğu dönemde bu Kandilcikler’den haberdardı, ancak
Çözüm süreci hatırına bunlara göz yumdu, ses çıkarmadı…
Acaba
hangisi?...
Ama sorun
bununla bitmiyor…
Ortada
görevini yapmamış, ya da yapsa da susturulmuş bir makam daha var:
Genelkurmay
Başkanlığı…
Bu 5
Kandilcik, PKK’nın Türkiye topraklarındaki bu 5 terör kampı, AKP’nin iktidara
geldiği 2002 yılında bu topraklar üstünde olmadığına göre, daha sonra kuruldu…
Bu dönem
içinde görev yapan Genelkurmay Başkanları’nı sıralayalım:
-Hilmi Özkök
(2002-2006)
-Yaşar
Büyükanıt (2006-2008)
-İlker
Başbuğ (2008-2010)
-Işık
Koşaner (2010-2011)
-Necdet Özel
(2011-2015)
-Hulusi Akar
(2015-…)
Bu
Genelkurmay başkanlarının hepsi hayatta olduğu için ve ülke içindeki PKK terör
kampları da artık ‘milli sır’ olmaktan çıktığı için, kamuoyu adına bütün
genelkurmay başkanlarına şu soruyu soruyoruz:
-Bu 5
Kandilcik, bu PKK kampları sizin döneminizde mi kuruldu?
-Bu
kamplardan ne zaman haberdar oldunuz?
-Hükümeti
neden uyarmadınız?
-Hükümeti,
yetkilileri, başbakanı uyardıysanız ne yanıt aldınız?
-Sizin
döneminizde bu terör kamplarına karşı neden şimdi yapılmak istenen ‘önleyici
vuruş’ yapılmadı, kim engelledi?...
Aynı soru
MİT başkanlarına da sorulmaktadır:
-Şenkal
Atasagun (1998-2005)
-Emre Taner
(2005-2010)
-Hakan Fidan
(2010-2015)-(2015-…)
Bu soruları
sormak her Türk vatandaşının görevidir…
Özellikle
son 10 aydır ‘teröre karşı savunma’da 500’ü aşkın şehit vermiş ve hala
vermekte olan Türkiye’nin her sıradan vatandaşının hakkıdır bu soruyu sormak…
Ayrıca,
gazetecilik refleksini kaybetmemiş her gazetecinin de soracağı ilk sorudur…
Eğer, bu
terör kampları Davutoğlu döneminde, Dolmabahçe sürecinde kurulmuş ve Erdoğan
Davutoğlu’nu bu nedenle görevden almış ise, bunu da bilmek Türkiye kamuoyunun
hakkıdır…
Şimdi ‘Türk
tipi Başkan’ olmak isteyen, her fırsatta Osmanlı’ya öykünen Erdoğan’a
soruyoruz:
Fatih,
Kanuni, Yavuz; Osmanlı ülkesi topraklarında asilerin 5 yerde kamp kurduğunu
duysa acaba ne yapardı? Bunu onlardan gizleyen sadrazamlar ne olurdu? Ya da
oturup seyir mi ederlerdi?
Eğer bu
kamplar Erdoğan’ın bilgisi dahilinde kuruldu ise, o zaman bir önerimiz var:
Saray’da
Yeni Başkanlık sistemi için yaptırdığınız Yeni Anayasa var ya…
İşte o Yeni
Anayasa’dan Başkan hakkında ‘Vatana İhanetten yargılanır’ maddesini
tamamen çıkarın…
Çıkarın,
atın…
Bırakın cezasız
kalsın Vatana İhanet!...
Kerem
Çalışkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder