10 Eylül 2016 Cumartesi

5 haritada PYD koridoru böyle büyüdü



 Al Jazeera

2014 başından başlayarak PKK PYD YPG unsurları Türkiye’nin neredeyse bütün güney sınırlarını kuşatmaya başladı. 2016 sonlarına gelindiğinde 911 kilometrelik Suriye sınırının büyük bir bölümüne fiilen hakim oldular. IŞİD varlığı bu genişlemenin en önemli gerekçesi ya da bahanesi oldu. Suriye sınırındaki kuşatma kimi zaman IŞİD ile çatışarak kimi zaman da IŞİD ile anlaşarak oldu. 5 ayrı haritada bu genişleme tablosunu ortaya koyduk.








PKK’nın Suriye kolu YPG, 2014’un başında Suriye’de devam eden iç savaştan faydalanarak Cezire, Kobani (Ayn'ul Arap) ve Afrin bölgelerini tek taraflı olarak kanton ilan etmişti. Örgüt, aralarında coğrafi bütünlük olmayan 3 ayrı bölgede ‘öz yönetim’ adını verdiği bir idari sistem kurmuştu.

IŞİD’in Haziran 2014’de alanlardaki hakimiyetini neredeyse ikiye katlamaya  başladı.  Eylül 2014’te de kuzeydeki  Kobani bölgesine yöneldi. Örgütün Kobani kırsalının büyük bir kısmını ele geçirmesi ABD’yi harekete geçirdi.

60’tan fazla ülkenin katılımıyla IŞİD ile mücadele için koalisyon kuran Washington, Suriye’deki PKK unsurlarıyla  daha derinlikli bir ilişkiye girmeye başladı. 2014’ün sonunda YPG Amerika’nın yoğun hava desteğiyle IŞİD’i bölgeden püskürtmeyi başardı.
ABD, YPG ile işbirliğini Kobani’den sonra da sürdürmeye devam etti. ABD,  terör listesinde bulunan PKK’nın Suriye kolu YPG’ye silah ve mühimmat yardımını artırdı.

Haziran 2015’te Tel Abyad bölgesi IŞİD tarafından YPG’ye bırakıldı. Bu IŞİD-Rejim ve PYD arasındaki Haseke anlaşmasıyla oldu. Haseke anlaşması çerçevesinde  PYD ve rejim güçleri de   Halep-Türkiye bağlantısını kesme konusunda  mutabakata varmıştı.

Tel Abyad, bir Arap  ve Türkmen bölgesiydi, nüfusun ezici bölümü bu unsurlardan oluşuyordu. Ancak  kuzeydoğudaki  Cezire kantonu ile Kobani arasında coğrafi  bütünlük sağlayabilmek için burayı ele geçirmek gerekiyordu. PYD/YPG unsurları bu bölgeye girdikten sonra  bölgedeki Arap ve Türkmen nüfusu buradan zorla göç ettirdi. Birçok insan hakları örgütü YPG’yi  bölgede etnik temizlik yapmakla suçladı.
 PKK-PYD ile  bu derinlikte işbirliğine  giren Amerika, Türkiye’nin tepkilerini hafifletmek için  sahadaki operasyonları  Suriye Demokratik Güçleri ( SDG) adlı bir çatı örgütü kurarak   yürütmeye başladı.  Ekim 2015’te kurulan bu yapının çok büyük bir çoğunluğunu yine PKK-PYD-YPG unsurları oluşturuyordu ancak içlerine az miktarda Arap ve Türkmen unsur da katılmıştı.

Washington, gözü Afrin kantonunu diğer iki kantonla bağlamakta olan YPG ağırlıklı SDG’yi Rakka’ya yürütmek istedi. Rakka’nın kuzeyindeki Ayn İsa YPG’nin elinde geçtikten sonra planda değişiklikler oldu ve Mayıs 2016’da rota Halep’in kuzeydoğu kırsalında bulunan Menbic’e çevrildi. Böylece Fırat’ın batısına geçmeye başladılar. Türkiye’nin kırmızı çizgisi bu noktada  aşılmış oldu. YPG Menbic’i Ağustos 2016’da ele geçirdiler.

Fırat’ın batısına doğru ilerleyiş , bir başka deyişle kantonların birleştirilmesine dönük hamleler Türkiye'nin 2016 Ağustos'undaki Fırat Kalkanı harekatına kadar devam etti. 15 Temmuz’da talimatı Amerika’dan verilen  bir darbe girişimine mâruz kalan Türkiye bu hamleyi püskürttükten sonra 24 Ağustos’ta  Fırat Kalkanı  harekâtını başlattı.

Harekât 12.gününde IŞİD’in Türkiye sınırıyla bağlantısını kesti ve Cerablus bölgesinin Özgür Suriye ordusu (ÖSO) denetimindeki Azez’le bağlantısını sağladı. Fırat Kalkanı Harekâtı’nın başladığı günden bu yana Fırat’ın batısında 700 kilometrekarelik bir alan Türkiye destekli ÖSO’nun eline geçmiş oldu. Bu hamle, PYD’nin kantonları birleştirme niyetlerini de en azından kuzey bölgelerde sekteye uğrattı.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder