14 Aralık 2016 Çarşamba

Erdoğan’ın “seferberlik ilanı” ne anlama geliyor



Seferberlik gerçekten ilan edilirse ne olacak



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasındaki, “Tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum" şeklindeki sözleri dikkat çekti. 



Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Ak Saray’daki 32. Muhtarlar toplantısında konuştu. Erdoğan'ın konuşmasındaki, “Tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum" şeklindeki sözleri dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana, Bilecik, Burdur, Bursa, Giresun, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Mersin, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Yozgat ve Zonguldak'tan gelen muhtarları Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda verilen öğle yemeğinde ağırladı. Yemek öncesi, 32'nci Muhtarlar Toplantısı'nda hitap eden Erdoğan, terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ettiğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anayasa'mızın 104'üncü maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olarak PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum. Bundan sonra dağdaki teröriste de, şehirdeki teröriste de, onları destekleyen hiç kimseye bir an bile huzur yok, rahat yok, bu böyle biline. Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum; terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı devletiniz de milletimiz de sizin yanınızdadır, arkanızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin" diye konuştu.

ANAYASANIN 104. MADDESİ NE DİYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “seferberlik” ifadesini kullanması tartışma yarattı. Ancak, Erdoğan’ın Anayasa’da yer aldığı anlamda bir “seferberlik”ten bahsetmediği anlaşılıyor. Açıklama, “terör örgütlerine karşı muhbirliğe çağrı” olarak yorumlandı.

Erdoğan’ın konuşmasında, “Anayasa'mızın 104'üncü maddesine göre” diyerek “seferberlik” çıkışı yapması, 104. maddenin “seferberlikle” ilgili olduğu algısını yarattı.

Anayasanın 104. maddesinde Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerinden şöyle bahsediliyor:

Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

Bu amaçlarla Anayasa'nın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır:

a) Yasama ile ilgili olanlar :

Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni gerektiğinde toplantıya çağırmak,

Yasaları yayımlamak,

Yasaları yeniden görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geri göndermek,

Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak,

Yasaların, kanun hükmündeki kararnamelerin,Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün, tümünün ya da belirli kurallarının Anayasa'ya biçim ya da esas yönünden aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açmak,

Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,

b) Yürütme alanına ilişkin olanlar :

Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,

Başbakanın önerisi üzerine Bakanları atamak ve görevlerine son vermek,

Gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu'na Başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulu'nu Başkanlığı altında toplantıya çağırmak,

Yabancı devletlere Türk Devleti'nin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti'ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,

Uluslararası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,

Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Başkomutanlığını temsil etmek,

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermek,

Genelkurmay Başkanı'nı atamak,

Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırmak,

Milli Güvenlik Kurulu'na Başkanlık etmek,

Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,

Kararnameleri imzalamak,

Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak,

Devlet Denetleme Kurulu'nun üyelerini ve Başkanını atamak,

Devlet Denetleme Kurulu'na inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak,

Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,

Üniversite rektörlerini seçmek,

c) Yargı ile ilgili olanlar:

Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.

Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

ANAYASA’DA SEFERBERLİK

Seferberlik ise Anayasa’nın 122. maddesinde yer alıyor.

Seferberlik kararı ise cumhurbaşkanı başkanlığında toplanma zorunluluğunda olan Bakanlar Kurulu tarafından alınıyor. Milli Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü alan Bakanlar Kurulu, ya kısmi ya da genel seferberlik ilan ediyor.

Anayasa’daki seferberlik maddesinin uygulaması ise kanuna göre özetle şöyle:

“Anayasanın 122’nci maddesi uyarınca seferberlik ve savaş hallerinde, devletin tüm güç ve kaynaklarının süratle ve etkin bir şekilde kullanılabilmesi' için Seferberlik ve Savaş hali kanun tasarısı hazırlanmıştır. Tasarıda Anayasa ve halen yürürlükte olan 1211 Sayılı Kanunun özüne uygun olarak, Seferberlik ve Savaş hallerinde uygulanmak üzere yapılacak hazırlıklar ile uygulamaya ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Barıştan itibaren Seferberlik ve Savaş hali için yapılacak hazırlıklar ve bu hallerin ilanı ve uygulamaya konulmasında Bakanlar Kurulu, Genelkurmay Başkanı, Millî Güvenlik Kurulu, Bakanlıklar, gerçek kişiler ile kamu ve özel kurum ve kuruluşlarının görev, yetki ve sorumlulukları tespit edilmiş; yapılacak plânların gerçeğe dayalı olarak hazırlanabilmesi için, gerçek kişilerle kamu ve özel kurum ve kuruluşlardan istenilen bilgilerin verilmesi zorunluluğu hükme bağlanmış, kanun hükümlerine uymayanlar hakkında cezai müeyyideler getirilmiştir.”





Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seferberlik ilan ettiğini söylemesi, bu durumun resmiyet kazanması halinde sivil vatandaşın gündelik hayatına olası etkilerinin neler olabileceği sorusu da gündeme getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geleneksel hale getirdiği muhtarlar toplantısında seferberlik ilan ettiğini söylemesi, bu durumun resmiyet kazanması halinde sivil vatandaşın gündelik hayatına olası etkilerinin neler olabileceği sorusu da gündeme getirdi. Seferberlik Kanunu'nu Odatv okuru için inceledik.

Seferberlik hali, sadece askeri bir mesele olarak görülemez, seferberliğin ilan edilmesi durumunda her yaş ve sınıftan vatandaşın maddi ve manevi bazı sorumlulukları ve zorunlulukları bulunur, bu zorunluluklar ise her türlü mal ve hizmet yükümlülüğünü kapsadığı, kanunun iki numaralı maddesinde açıkça belirtilmiştir.

Madde 3 ise karşımıza çıkan tabloyu daha da ürkütücü bir hale getirmektedir, şöyle demektedir; 
''Seferberlik, hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen kısıtlandırıldığı haldir.''

Kısacası, OHAL ile zaten kısıtlanan temel hak ve özgürlükler, seferberlik ile bütünüyle ortadan kaldırılmaktadır, Türkiye Cumhuriyeti'nde resmen seferberlik ilan edilmesi durumunda vatandaşın hiç bir medeni hakkından faydalanamayacağı, bireyin adeta devletin bir emir erine dönüştüğü vaziyetlerdir. Devlet istediği kurumlara el koyabileceği gibi, istemediği kurumları da süresiz biçimde kapatabilir.

Seferberlik ikiye ayrılır, 'Genel Seferberlik,' devletin tüm güç ve kaynaklarını karşılamaya yönelik, devlet tarafından ülkedeki tüm kaynaklara ve mal varlıklarına dahi el konulabileceği bir ortam gerektirmektedir.

Kısmi Seferberlik ise, ülkenin sadece belli bölgelerini kapsayacak şekilde uygulanır ve bütün kaynakların kullanımını gerektirmez, fakat devletin uygun görmesi halinde, kısmi resferberliğin alanı dışında kalan bölgelerde de şahısların mal varlıklarına gerekli görüldüğü takdirde el koymak mümkündür, aslında bu anlamda seferberliğin kısmi ya da genel olması çok fazla fark yaratmamaktadır.

Seferberlik anında devlet, kamu ve özel kurumlara -eğer el koymadıysa bile- bazı görevler verebilir, kısacası özel bir şirket devlete hizmet eden ve devlet yetkililerinin kendilerine verdikleri görevleri yerlerine getirmek üzere çalışan vazifelendirilmiş kurumlara dönüştürülebilirler.

CEZALAR ARTTIRILABİLİR

Seferberlik Kanunu, 5. madde kapsamında devlet herhangi bir vatandaşın, devlet ya da özel kuruluşun mal varlığına el koyabilir, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri yabancı ülkelere gönderilebileceği gibi, müttefik ülkelerin askerleri de Türkiye sınırları içerisine konuşlandırılabilmektedirler.

Daha önceden seferberlik halinde göreve çağırılacağı belirlenen sivil vatandaş yeniden askere alınabilmektedir.

Sivil vatandaşın seferberlik halinde devlete olan yükümlülüklerinden biri de, kendisinden talep edilen her bilgiyi, ''sadece seferberlik ve savaş planlamasında kullanılmak üzere'' devlete vermek zorunluluğudur.

Seferberlik ilan edilmesi Cumhurbaşkanı'nın aldığı bir kararla başlar, Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulunu toplantıya çağıran Cumhurbaşkanı, seferberlik konusunda anlaşmaları halinde kararı Resmi Gazete'de yayınlatır ve aynı gün TBMM'nin onayına sunulur.

Kararın onaylanması ile birlikte, gerekli görüldüğü halde sıkıyönetim ilan edilebilir, eğer daha önce genel ya da kısmi bir OHAL ilanı sözkonusu ise, sıkıyönetim ilan edilmesiyle birlikte OHAL uygulamasına son verilir.

Seferberlik uygulaması esnasında, bir ya da birden fazla komutanın gerekli görmesi durumunda, kurallara uymayan sivil vatandaşlar da savaş suçlusu sayılarak askeri mahkemelerde yargılanabilirler, en hafifi altı aydan ve 50 bin TL'den başlayan cezalara çarptırılabilirler.

Seferberlik halinde verilen cezalar bir, savaş halinde iki misli arttırılabilirler.

Kısacası, Erdoğan'ın ilan ettiğini söylediği seferberlik halinin resmiyete dökülmesi durumunda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamı devlet için çalışan, çalışma zorunluluğu olan, malına mülküne, her türlü özel bilgisine erişilmesi ve el konulması mümkün hale geldiği bir ortamda yaşamak zorundadırlar.

Seferberlik halinde, otomobilinizle evinize dönerken polis sizi durdurarak otomobilden inmenizi isteyebilir, çünkü devlet ihtiyaç gördüğü için aracınıza el koymuştur, zaten böyle olacağına dair elinize belge ulaştırılmış da olabilir, basın yoluyla bilgilendirilmiş de olabilirsiniz.

Banka hesap bilgileriniz, malınız, canınız, her türlü özel bilginiz ile adeta devletin malı ve ücretsiz çalıştırılan işçisine dönüşebilirsiniz.

Kısacası Batıya mı yanaşalım Doğuya mı, AB mi Şangay mı derken bir de bakmışsınız Kuzey Kore olup çıkmışsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder