16 Mart 2018 Cuma

ABD, Menbiç'te anlaşma yok dedi, top Pompeo'da


Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Perşembe günü yaptığı açıklamalarda ABD’deki yeni dışişleri bakanı adayı Mike Pompeo nedeniyle Menbiç konusunun 1, 2 hafta ertelenebileceğini ifade etti. Ama bu oldukça iyimser bir yaklaşımdı.

Öncelikle, geçen haftaki Türk-Amerikan yetkililerin Menbiç ve Suriye konusundaki görüşmelerden beri, Türk tarafından, Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dahil omak üzere, birçok Türk yetkilinin söylediği Amerikalıların Menbiç konusunda anlaşıldığı yönündeki açıklamalar, Perşembe günü Dışişleri bakanlığı sözcüsü Heather Nauert tarafından kesin bir dille yalanlandı.

Nauert, Ahval'in Perşembe günkü brifing sırasında sorduğu soruya karşılık, Menbiç konusunda bir anlaşma olduğu yönündeki Türk tarafının açıklamalara katılmadığını ve görüşmelerin sürdüğünü söyledi.

Bu konuyu birçokları yeni dışişleri bakanının atanmasına bağlayacak olsa da, ABD'nin pozisyonu, bu konuda bir anlaşmanın olmadığı.

Bu arada başkent Washington'da Pompeo'nun Türkiye-ABD ilişkilerine ne şekilde etki edeceği tartışması sürüyor.

Öncelikle Başkan Trump, yeni bir Dışişleri Bakanı ‘atamadı,’ aday gösterdi.

Bu adayın, diğer kabine adayları gibi Senato’da oturumlara katılması, soruları cevaplaması ve bu oturumlar sonunda Senato tarafından onaylanması gerekiyor. Bu, en iyi olasılıkla ancak birkaç hafta, muhtemelen Nisan ayının ortalarında sonlanabilecek bir süreç, belki de daha nisan sonları.

Bu açıdan yeni bakan gelinceye kadar önümüzdeki en az birkaç hafta içinde ABD tarafından Ankara’nın talep ettiği önemli konularda bir sonuç alınması pek de muhtemel değil. Bundan dolayı Perşembe günü İbrahim Kalın'ın dediği  gibi Tillerson'ın gitmesi ile ''mutabakatın uygulanması 1-2 hafta kaybettirir'' sözü doğru değil. Tabi ortada, Kalın'ın dediği gibi bir mutabakatın da olmadığını ABD Dışişleri bakanlığı sözcüsü Heather Nauert ifade etti.

ABD’nin Ankara’da 2014 yılı sonlarına kadar Askeri Ataşe olarak görev yapmış Edward Stafford’un Ahval için yazdığı gibi, yeni bakanın, onandığı takdirde, kendi ekibini getirmesi beklenecek.
Üst düzey bu ekibin gelip, görevine başlaması ise yine birkaç ayı bulabilir.

Peki bu dönemde Türkiye ve ABD arasında kurulmuş olan çalışma gruplarına ne olacak?

Bu çalışma grupları normalde her ne kadar Türkiye’nin istediği seviyede, yani Bakan yardımcılığı seviyesinde kurulmamış olsa bile, Bakan yardımcılığı müsteşarı seviyesinde kuruldu. ABD tarafını Avrupa ve Avrasya’dan sorumlu Wess Mitchell yönetiyor. Mitchell’in Tillerson ile birlikte bakanlıktan ayrılması ciddi bir ihtimal.

Öte yandan bir üst düzey ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Perşembe günü ABD ile Türkiye arasındaki bir sonraki çalışma grubunun ne zaman buluşacağı adına bir takvimin bulunmadığını kaydetti.

Bütün bu konular netleşinceye kadar, Kuzey Suriye üzerine Türkiye ve ABD arasında yapılan çalışma grubu toplantılarının derecesinin orta seviyelere indirilmesi beklentisi güçlü. Bu çalışma gruplarının çalışmalarına devam etmesi ise beklenmeli zira iki ülke arasında çok ciddi anlaşmazlıklar var ve bu anlaşmazlıkların çözülmesi için, eğer çözülebilirse, ciddi gayretler gerekiyor. Bunun için seviyesi ne olursa olsun veya gelen bakan nasıl bir profile sahip olursa olsun bu çalışma gruplarının devam etmesi bekleniyor.

Diğer taraftan Kürtlerin ABD ile ilişkisinde de ciddi sorunlar bulunuyor. Suriye denince Washington’da akla gelen dünyaca ünlü uzmanlardan biri olan Fabrice Balanche, AhvalTV’ye verdiği mülakatta, Türk güçlerinin Afrin’e yaptığı çıkarmaya karşılık olarak ABD’nin Kürtleri koruyamadığını ve bunun Kürtler ile ABD ittifakını bozma derecesinde öneme sahip olabileceğini kaydetti.

Suriye'de Kürtler demek, YPG güçleri demek. YPG güçleri ile bir anlamda dolaylı PKK güçleri demek. ABD ile ittifakının bozulması halinde tarihi olarak ilişkileri bulunan İran ile Suriyeli Kürtlerin anlaşması, bunun da Esad rejimi ile anlaşmak anlamına gelebilecek. Eğer Menbiç konusunda ABD gerçekten de Ankara'nın taleplerine boyun eğerse (bu bilinmiyor), Balanche'a göre, o zaman YPG'nin Menbiç'i Türk güçlerine teslim yerine Esad güçlerine teslim etmesi beklenebilir.

Diğer taraftan yeni gelecek Dışişleri Bakanı 'şahin' olarak biliniyor ve 'çarpışmaktan' çekinmeye bir profili var. İran karşıtlığının en ciddi şekilde sergileyebileceği yer ise Suriye. Önümüzdeki dönemde K.Kore ile müzakereye oturması beklenen ABD, bunun karşısında İran ile nükleer anlaşmayı yırtma yoluna gitmesi bekleniyor. Son yıllarda giderek İran ile ilişkileri iyileştiren Türkiye için, önümüzdeki yıllarda İran ile bölgede girişilecek mücadelede taraf tutması talep edilebilir. Kısaca Erdoğan'ın Trump & Pompeo ikilisi ile en büyük sorunlarından biri İran olacak.

Nauert'in Perşembe günü Türkiye ile Menbiç üzerine bir anlaşmamız yok, görüşmelerimiz devam ediyor demesi, Pompeo'nun göreve başladığı gibi Suriyeli Kürtler üzerine çok ciddi bir karar vermesi gerektiğimi söylüyor bize.

Bu kararın ne tarafa eğileceğini kestirmek çok güç.

Bununla birlikte ABD'de böyle bir boşluk varken bunu Türk güçlerinin sahada kullanma yoluna gidip, gitmeyeceği görülecek. Dışişlerinin başsız olduğu bir dönemde Pentagon'un Suriye politikasına daha çok ağırlığını koyması da mümkün. Ve Pentagon da bilindiği gibi Menbiç'in Türkiye'ye teslim edilmesine karşı. Onun 3 .5 yıldır beraber çalıştıkları YPG ile şehirde kalmak taraftarı.

Pomppeo, Kongre'de iken Müslüman Kardeşler'i terörist örgüt olarak tanınması için yasa tasarısı hazırlamış ve bunun liderliğini yapmış bir isim. Bölgede de Mısır'dan diğer ülkelere kadar Müslüman Kardeşler gruplarına her fırsatta dirsek atması beklenmeli. Bütün bunlar, bölgede Müslüman Kardeşlerin adeta hamisi olan Erdoğan'a yansıması da beklenmeli.

Bundan dolayı, Menbiç'te Türkiye'nin talepleri Pompeo tarafından kabul görse bile, uzun dönemde Pompeo'nun Erdoğan ideali ile anlaşması oldukça zor gibi görünüyor.

Peki Pompeo, Senato’da onanacak mı?

Pompes, Frank Gaffney gibi İslamcı değil, İslam karşıtı, islamofobik bazı yazarlara yakınlığı ile biliniyor. İki düzineden fazla Gaffney’in radyo programlarına katılmış ve oldukça muhafazakar isim. Senato’da karşısında bazı az sayıda da olsa Cumhuriyetçi senatörlerin de çıkabileceği konuşuluyor.
Buna rağmen beklentisi, Senato'da onanması.


İLHAN TANIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder