Yunus'un, Mevlana'nın torunları olan insanımızın içinden
böylesine katiller nasıl çıktı? İktidar ve güç için dini kullananlar tarafından
uzun yıllar boyunca eğitime ve yaşam tarzına geniş çaplı saldırılar
düzenlenmedi mi? Kutsal dini değerlerimizi kendilerine para ve güç devşirmek
için kullanan cemaat ve tarikatların, çocuklarımıza musallat olmasına izin
verilmedi mi? Milli Eğitim kendi işini, bunlara havale etmedi mi? Diyanet
İşleri Başkanlığı, İslam'ın siyasete alet edilmesini engelleyeceğine, imamlarına camilerde siyasi bir partinin tarafı olarak bu partinin önümüzdeki referandum sürecinin reklamını yapmalarına musamaha gösremiyormu, bu kurum ve bu sisyasi parti halkı böldükleri yetmezmiş gibi birde " EVET " DİYENLER MÜSLÜMAN, " HAYIR " DİYENLER KAFİR propagandası ve demegogluk yaparak , bu milleti bıçak sırtında yürütmüyorlar mı? yeni yıl
kutlaması yapanları hedef gösterecek şekilde sorumsuz açıklamalarla bu
teröristlere destek vermedi mi? Toplumsal fay hatlarımızın tamamı, sığ
siyasetle, oy almak adına kırılmaya çalışılmadı mı? Toplum mümkün olan her
açıdan ayrıştırılmadı mı? Daha en son, yeni yıl kutlamaları günah ilan edilmedi
mi? Ülke radikal dinci terörün hedefi halindeyken, yeni yıl kutlaması yapanları
hedef gösterecek şekilde sorumsuz açıklamalar, yasaklamalar yapılmadı mı?
Toplum, yeni yılı kutlayanlar ve yeni yıl kutlamasını günah kabul edenler diye
birbirine düşürülmedi mi? Yeni yıldan bir gün önceki Cuma hutbelerinin konusu
yeni yıl kutlamalarının günah olduğu mu, yoksa radikal dinci terörün İslam'a
verdiği zarar mı olmalıydı? Toplumun bir kısmı, 'canım onlar da günah olan yeni
yıl kutlamasına gitmeselerdi' diye düşündürecek bilinçaltı mesaj bombardımanına
tabi tutulmadı mı haftalardır? Türk Türkiye'yi yönetenler Suriye'nin toprak
bütünlüğünü korumak için komşumuza destek olacağına Esad takıntısıyla Suriye
yangınına benzin dökmedi mi? Türkiye'yi 80 küsur yıl savaşsız yaşatmış olan
yurtta barış dünyada barış ilkesi, pısırık dış politika ilan edilmedi mi? 4
milyon sığınmacıyı hiçbir kontrole tabi tutmadan, ajan mı, terörist mi, radikal
mi bilmeden serbestçe içeri buyur etmedi mi bu ülkeyi yönetenler?
İstihbaratımız, polisimiz, iktidara muhalif gördüğü vatandaşların aldığı nefesi
kontrol ederken, alnı secdeye değiyor dediklerini başı boş bırakmadı mı? Farklı
düşünmek, yazmak, konuşmak, sorgulamak büyük bir suça dönüştürülmeye
çalışılmıyor mu? Bütün bunlara rağmen " EVET " diyecek kimse var mı?
Sayğılarım ile
Ahmet YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder