2016 yılının
Ocak ayında MiddleEast Eye haber-analiz sitesinde Paul Cochrane tarafında
yayınlanan haberde, Türkiye’nin, Katar ile 2015 Aralık ayında yaptığı
anlaşmanın “Askeri koruma” sözünü de içerdiği iddia edildiği görüldü.
Birçok insanın şaşkınlıkla karşıladığı Katar’da bir askeri üs kurma planının
ardında yatanın ise büyük bir stratejik ittifak anlaşması olduğu aynı
analizde ifade ediliyor. İki ülke arasındaki askeri anlaşmanın içeriği
hakkkındaki analizin bugünkü gelişmeler ışığında okumanın yararı var:
Türkiye’nin
Katar hamlesi ile askeri üst kurma planları uzun yıllar sonra ilkler de
beraberinde getirdi. Türkiye 100 yıllık bir zaman aralığından sonra askeri
açıdan Körfez bölgesine geri döndü ve denizaşırı ülkelerdeki varlığını
gösterdi. Ankara, Ocak ayında Somali’de de bir askeri üs kuracağını açıkladı.
Katar ile
yapılan özel anlaşmada “ortak düşmanlar” karşısında ittifakın muhatapları henüz
gün yüzüne çıkmamış olsa da dijital haber networkü Orta Doğu Göz anlaşmanın bir
kopyasını ele geçrdiğini duyurdu. Habere göre yapılan anlaşma ile Ankara,
Katar’ı dış tehditlerden korumak için gizli bir söz verdi.
Adım adım
gelen anlaşma
Türkiye ile
Katar arasında yapılan askeri ve savunma anlaşmalarının kökü on yıl kadar
öncesine gidiyor. Ankara ve Doha arasında 2007’de imzalanan savunma sanayi
işbirliği anlaşmasını 2012 yılındaki askeri eğitim anlaşması izledi. 2015
Mart ayında imzalanan Türkiye-Katar Askeri İşbirliği anlaşması TBMM tarafından
kabul edildi.
Fransızlar
duyurdu
Fransa
merkezli İntelligence Online, 2015 Temmuz ayında Katar Emiri Tamim bin Hamad
al-Thani’nin Türkiye ile yaptıkları anlaşmanın kapsamını ve iç yüzünü Suudi
kralına söylediğini iddia etti. Anlaşmaya uygun olarak içinde hava, deniz ve
özel birliklerin bulunduğu 3000 Türk askerinin eğitim ve ortak tatbikatlar için
Katar’da yer alacak. Ayrıca iki ülkenin karşılıklı istihbarat paylaşımında
bulunulacağı belirtildi.
Riyad
Memnundu
Suudi
Arabistan’ın Türkiye’nin Katar’da üs kurmasını, genişleyen İran etkisi
sebebiyle memnuniyetle karşıladığı ifade edilmişti. Katar’da bulunan ABD hava
üssü, Fransız deniz üssü ve Bahreyn’de bulunan ABD-İngiltere deniz üssüne ek
olarak Türkiye’nin kuracağı üssü, İran’ın bölgedeki genişlemesine karşı ek bir
destek gibi gören Riyad, bu durumdan hoşnut gözüküyordu. Fakat bu hamle Körfez
işbirliği Konseyi (KİK) tarafından oy birliği ile olmasa da kabul edildi. Zirve
sonrası Abu Dhabi ile Aralık ayında anlaşma sağlanması, Emirlikler tarafından
tam olarak olumlu karşılanmadı. Türkiye ile Katar’ın güçlü ilişkiler
kurması Müslüman Kardeşlerin de bölgedeki kaderini etkileyeceğinden farklı
karşılandı.
Kapsamlı bir
anlaşma
İntelligence
Online’ın haberine göre, Türk İstihbarat Başkanı Aralık ayında Doha’ya birden
fazla ziyarette bulunarak, Türkiye’nin Katarı olası dış askeri tehditlere karşı
koruyacağı sözünü gizli olarak verdi. Bunun karşılık Doha da Türkiye’nin
düşürdüğü Rus uçağı sonrası bozulan Rusya ile ilişkilerinin düzelmesine
yardımcı olacak. Türkiye, yaklaşık 3 milyar dolarlık zarara uğrayacağı Rus
turistleri kaybetmemek ve doğal gaz vanalarının Rusya tarafından
kapatılmamasını Katar vasıtasıyla garanti altına almak istiyor.
Askeri
koruma sözü çok önemli
Türkiye’nin
Katar ile ekonomik anlaşmaları işin süsü gibi gözükse de asıl önemli mesele
askeri dış tehdit karşısında verilen koruma sözü. İntelligence online dışında
askeri koruma sözüne dair atıf yapan henüz başka kaynak bulunmasa da iki
tarafın bu geniş anlaşma üzerindeki görüşmelerinin sürdüğü belirtiliyor.
Türkiye ile Katar böyle bir anlaşma imzalamış ise bunun metin içerisinde
geçeceğini ancak yine de kamuoyuna açıklanmayabileceğini belirten görüşe karşı,
1990’da Körfez ülkelerini yazılı olmayan bir anlaşma ile koruyacağını belirten
ve ona göre hareket eden ABD ve İngiltere’nin yaptığı gibi Türkiye’nin de
yazılı olmayan bir koruma sözü vermiş olabileceği ifade ediliyor.
Ortak
stratejik hedefler
Mısır ve
Suriye’de ortak paydada buluşan iki ülke, Müslüman Kardeşler konusunda da aynı
fikri savunuyor. İran’ın Batı ile olan ilişkilerinin düzelmesi de Türkiye-Katar
ittifakını perçinleyen etkenlerden kabul ediliyor.
Türkiye ile
Katar’ın anlaşma yoluyla yakınlaşması esasen şaşırtıcı gözükmüyor.
Demokrasiyi Savunma Vakfı Başkanı Jonathan Schanzer, “ Türkiye ile Katar bir
yılı aşkın süredir stratejik işbirliği için ilişkisini sürdürüyor. Herkese açık
bir anlaşma yapacaklarını sanmıyorum” dedi.
Katar’ın
güvenlik kaygısı
Türkiye ile
Katar arasındaki savunma hamlesini, güvenliği çeşitlendirmek olarak gören Kings
College London’da Savunma Araştırmaları uzmanı David Roberts, Körfez
ülkelerinin ABD’nin politikalarını da yanlış yorumladığını belirtiyor. ABD’nin
Asya ile olan ilişkilerinin Körfez ülkelerini terk etmek değil Avrupa’dan
uzaklaşmak olduğunu açıklıyor. Roberts ayrıca ABD’nin bu ittifaka sıcak
baktıını da vurguluyor.
Türkiye’nin
Katar ile ittifakının çok büyük yankılar doğurmayacağını belirten Jonathan
Schanzer, Türkiye’nin Katar ile 2010-14 yılları Körfez satışlarının toplam
%2,4’ünü kapsadığını oysa ABD’linin 48,1, İngiltere’dekinin 18,6 olduğunu
belirtiyor. Türkiye Katar ittifakını sorgulayan Schanzer, “Bu ittifaka neyle
ilgili? Katar askeri eğitim yapmak istiyorsa, İngilizler ve Amerikalılar zaten
eğitim veriyor. Ne kadar eğitmen ihtiyaçlar var? Bir başka NATO üyesi bu ekibe
katılıyor. Katar umutsuzca ortak bir güvenlik belgesi ihtiyacı duyuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder