26 Şubat 2018 Pazartesi

ABD Donanması'nın yeni stratejik konsepti: 'Dağıtılmış Güç' (Distributed Lethality)



2015 yılının başlarında Amerika Birleşik Devletleri Donanması  (Naval Surface Forces – Surface Force Strategy: Return to Sea Control) “Deniz Kontrolüne Dönüş” başlıklı yeni strateji dökümanı yayınladı.

Bu dökümana göre, 21. Yüzyılda yeni bir deniz gücü döneminin başladığı ve bu değişim/dönüşümün yeni konseptler gerektirdiği ifade edildi. ABD Donanması’nın günümüzde küresel bir lider olduğu ve bunun sürdürülebilirliği için yeni bir konsept belirlendi: “Dağıtılmış Güç”

“Dağıtılmış Güç” (Türkçe tanımı E. Alb. Sinan TOPUZ'dan alınmıştır) “Distributed Lethality”. Peki askeri konsept nedir? “Belirli askeri kabiliyetlerin, belirlenen maksatlar için kullanılmasının metodunun veya şeklinin tanımıdır. Geniş veya dar olabilir.” (Topuz, sayfa 6).

Buradan hareketle yeni yayınlanan ‘Dağıtılmış Güç’ konseptinin kurumsal bir konsept olarak kabul edilmesi ve bütün donanma su üstü platformlarının buna bağlı olarak harekat, fonksiyonel ve destekleyici konseptlerinin değişmesi anlamına gelmektedir.

Operasyonel ve organizasyonel bir kavram olan 'Dağıtılmış Güç' konseptine göre her bir su üstü platformun (yani geminin) özellikle ateş gücü arttırılarak (top, güdümlü mermi vb.) saldırı ve savunma kabiliyetlerinin yükseltilmesi anlamına gelmektedir.

En basit ve dar tanımıyla her bir gemiye savaş anında hasmını etkisiz hale getirebilecek sistemlerin yüklenmesidir.

Dağıtılmış Güç konsepti üç temel ilkeden oluşmaktadır: 1. Bütün savaş gemilerinin ölümcül saldırı kabiliyetlerinin arttırılması 2. Saldırı kabiliyetinin coğrafi olarak dağıtımının sağlanarak deinz kontrolünün arttırılması 3. Savaş gemilerine yapılacak olan uzay, siber, hava satıh ve denizaltı kaynaklı saldırılarına karşı konulması için gerekli bütün kaynakların sağlanmasıdır. Dağıtılmış Güç konseptine neden ihtiyaç duyuldu? Bu sorunun cevabını burada vermek epey zor fakat kısaca şöyle özetleyebiliriz:

ABD’nin , Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu’nun deniz gücü oluşturma/kuvvet planlaması, deniz kontrolü, denizlerin kullanılmasının engellenmesi (Sea Denial), Girişe Engel/Bölgeye Engel (Anti-Access/Area Denial – A2/AD) gibi faaliyetlerine karşı reaksiyonu olarak tanımlanabilir. Yukarıda bahsi geçen tanımlamalardan kısaca bahsetmek gerekirse: "Deniz kontrolü: kendi unsurlarının hareket serbestisinin sağlanması ve gerektiğinde rakibin hareket serbestisinin engellenmesi ana hedef. Fakat burada kontrol edilen deniz değil düşmanın kendisidir. Denizlerin Kullanılmasının Engellenmesi (Sea Denial): denizleri kontrol etmeden, başkasının kontrolüne mani olmak demektir. Klasik yöntemler mayın döşemek, denizaltı kullanmak gibi.

Girişe Engel / Bölgeye Engel (Anti-Access / Area Denial – A2/AD): Kara, Deniz ve Hava kuvvetlerinin karadan açıktaki deniz kuvvetlerine saldırı düzenleyebilmesi, denizdeki hareket serbestisine sahip olmasıdır. " (Topuz, s. 22-23)


Özellikle Çin Halk Cumhuriyeti’nin OBOR (Onel Belt One Road İnitiative), Bir Kuşak Bir Yol projesi sebebiyle hızla büyüyen Çin Donanması’nın, ABD ve dolaylı olarak Atlantik ekonomik sistemine karşı oluşturduğu tehdit nedeniyle var olan ekonomik ve askeri hakimiyetin korunması ihtiyacı bu ve benzer konseptlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. ABD ve Çin’in Asya-Pasifik, Güney Çin Denizi – ABD ve Rusya’nın Karadeniz, D. Akdeniz ve Arktik Okyanusu’ndaki üstünlük mücadeleleri bu bağlamda değerlendirilmelidir.

Dağıtılmış Güç konseptinin uygulanabilmesi için deniz harbi platformlarının karadeki üslere bağımlı kalmadan operasyonel kabiliyetlerini sürdürmeleri hayati bir önem taşımaktadır. Burada da yine yeni bir konsept olan "Denizde Üslenme" (Seabasing) devreye girmektedir.

" ‘Denizde üslenme’ veya ‘denizde üs oluşturma’ (Seabasing), ana üs ve limanlardan uzak bir mevkide gerçekleştirilecek bir harekâtın karadaki üslere bağımlı kalmadan icra edilmesine olanak sağlayan; muharip gemiler, hava unsurları ve lojistik destek gemilerinin bütün halinde hareket ettiği bir konsepttir." Denizde Üslenme hakkında detaylı okuma için:


Sonuç yerine: Dağıtılmış Güç ve Denizde Üslenme konseptleri, ABD Donanması'nın 21. yüzyılda küresel gücünü koruyabilmesi için geliştirdikleri birbirlerini tamamlayan konseptlerdir. ABD Donanması'nın 355 gemilik kuvvet planlaması ile birlikte değerlendirildiğinde,

ABD beyaz kitaplarında hasım olarak tanımlanan Çin ve Rusya'nın  hızla denizcileşmesi sebebiyle ortaya çıkan gücün 2020'ler itibariyle dengelenme gayretleridir.

Sinan Topuz, Modern Deniz Harbini ve Denizler için Mücadeleyi Anlamak, Alibi Yayıncılık, 2016.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder