23 Mayıs 2018 Çarşamba

Günün Sivrileri



AKP’li yazarları bile çileden çıkaran AKP’li 'dehalar'


Ülke gündemi dolarla yatıyor dolarla kalkıyor. Gecenin bir yarısı herkes uykusundayken dolar öyle bir depara kalktı ki, tutabilene aşk olsun!

‘Su uyur dolar uyumaz’ dedirten bu gelişmenin ardında ise, Japon ev kadınlarının parmağı olduğu ortaya çıktı!

Halbuki 4.64 TL seviyesinde uykuya bırakılan dolar, bu yetenekli Japon ev kadınlarının sıfıra yakın faizle yen borçlanıp TL’ye geçerek yüksek faizden yararlanmak istemesiyle TL’ye şok üstüne şok yaşattı.

Hiç uyuyana bu yapılır mı! Oysa gece bir örtü değil miydi uyuyanların üstünde?

Sabahın erken saatlerinin ilk en büyük ‘sivrisi’ buydu. Ancak, AKP iktidarı kanadında ne bir ses ne bir seda. Güzellik uykusu ancak öğlen saatlerinde bitti.

Şoku üzerinden atarak ilk tepki veren isim Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi oldu. Ama Twitter’dan! Hani şu Gezici'lerin, çapulcuların mekanı, hani şu 'kuşu sansürlenen' Twitter'dan...

24 Haziran seçimlerinde milletvekili adayı gösterilmeyen , 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Meclis’te olduğunu ve ‘canlı teslim olmayacağım’ dediğini iddia etmesine rağmen bir otoparka saklandığı ortaya çıkan Zeybekçi.

Ekonominin de ülkenin de çatışma sonrası ortalıkta in cinin top oynadığı bir Western kasabasına döndüğü bir atmosferde, Zeybekçi dolar artarken ancak Twitter’dan başını çıkarabildi ve korunaklı siperinden ses verdi:
“(Kurumlarımız) bu sorumluluğu alarak, en doğru hamlenin en uygun zamanda yapılacağı konusunda güvenimiz tamdır.”
T A M A M kampanyası yürütenler, sokakların kendilerine dar edilmesi nedeniyle Twitter’a taşınmıştı. Belli ki bakan da Twitter’ın ‘hayati konular’ için en işlevsel mekan olduğuna karar verdi! 

Bakan Twitter’dan ekonomiye yön verir de sıradan kullanıcı durur mu? Hemen ‘pusuya yattıkları’ yerlerden çıktı ve dolara karşı şanlı bir direnişi başlattı! 

'En milli, en yerli’ ürünleri ithal ürünlerle takas edeceklerine ant içti binlerce kişi.

Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı çatısına toplaşan yurt sevdalıları, ellerinde tenekelerle kovuyordu dolarla ülkeye getirilen her şeyi! Gelsin Nike çakması Nixe, gitsin Arap sabunları. Yere batsın ithal kokular, var olsun çakma parfümler. Kahrolsun o ünlü kahve markasının sembolü deniz kızı Medusa, gelsin anne elinden çıkma Türk kahvesi!

Günün bir diğer ‘sivrisi’ de yine doların AKP kurmaylarını sağlı sollu kroşelerle sersemletmesi karşısında, ‘yıkılmadım, ayaktayım’ diye terennüm eden Yiğit Bulut’a, başka bir AKP’ye yakın gazetenin yazarı İbrahim Kahveci’nin ‘meczup’ diye saydırması oldu.

‘Piyasa sahipsiz, ekonomi sahipsiz, Merkez Bankası ortada yok’ satırlarıyla, Karar Gazetesi’ndeki köşesinde isyan eden Kahveci, Bulut’a şöyle sesleniyordu:
“Onca büyük ekonomik sorunu iki TV kanalının yayın politikasına bağlayacak kadar akıl yürüten bir meczup kafası ve kadrosu ile bu ülkenin hangi BEKA sorunu çözülebilir?”
Oysa Bulut, o günkü köşe yazısında bir ‘destanı’ anlatıyordu ve iki TV kanalını sorumlu tutuyordu kötü giden ekonomiden:
“Başta bir ekonomi kanalı ve başka bir haber kanalına çıkan eski bir bürokrat olmak üzere, sistematik bir şekilde “krize girdik-gireceğiz” havası yaymaya çalışıyorlar…

BUNLARA KESİNLİKLE KULAK VERMEYİN!”
Hem bir insan neden capslock’u açıp yazısının yarısını büyük harflerle yazsın ki?
Muhtemelen büyük yazınca büyük etki bıraktığını düşündü, kimbilir…

Bir diğer ‘sivri’ de elbette, ‘havuz çok güzel gelsene’ diyen iktidar medyası. Orada yeşil düzlükler, ovalar, vadiler, mavi gökyüzü ve berrak deniz var! Ne gam, ne keder heyhat! Dolar henüz icat edilmemiş, Erdoğan yer sofrasında dizlerinin üstünde çorbaya kaşık sallamakta!

Zenginliği hep lanetleyen Erdoğan fakir babası, kara gün dostuydu. Hiç Saray görmemişti fakir gözleri…

Havuz sahiden de güzel olmasına güzel de, ya bu kez de Amerikalı ev kadınları 'azcık' kar etme sevdasına düşer de dolar 6 TL'yi görürse?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder