Pasarofça Antlaşması ile başlayan ve 1718-1730 arasında cereyan eden Lale
Devri'nin bitmesine Patrona Halil İsyanı sebep olmuştu. İsyanın neden
başladığını anlatalım.
damat ibrahim paşa'nın sefa düşkünlüğünden illallah demiş
"patrona halil" adli yeniçerinin bir grup yandaşıyla beraber 25 eylül
1730'da başlattığı isyandır.
damat ibrahim paşa ve bazı devlet
adamları idam edilip isyancılara teslim edilmişler, sultan üçüncü ahmet tahtı
sultan mahmut'a bırakmış, divan edebiyatı şairi nedim isyan sırasında vefat
etmiştir.
Yeniçeriler ve dönemin
ekonomisi
klasik biçimini 15. yüzyıl'da
alan yeniçeri ocağı, 16. yüzyıl'da en güçlü zamanlarını yaşadı. askerlik
dışında bir iş yapmaları yasak olduğu için seferlerden elde ettikleri
ganimetleri yahudi tüccarlar acılığıyla işletiyorlardı.
sultan 3. murad döneminde
yeniçeri ocağı’na müslümanlar da kabul edilmeye başlandı. yeniçerilerin
evlenmelerine, askerlik dışındaki mesleklerle ilgilenmelerine göz yumulması da
bu dönemde başlamıştır. çünkü osmanlı ekonomisinin temelini oluşturan savaş
ganimetleri bu dönemde yetmez olmuştu.
17. yüzyıl'dan itibaren
yeniçeri ocağı silahlı bir kurumdan ziyade toplumsal ve ekonomik ilişkiler
içine giren bir örgüt özellikleri göstermeye başladı. yeniçeri ocağı artık aynı
zamanda bir esnaf grubu yani bir sermaye örgütlenmesiydi. yeniçeriler, osmanlı
pazarındaki ilk müslüman-türk sermaye birikimini oluşturdular. boyacılık,
marangozluk, terzilik gibi iş alanlarında aktifleşmişler, eminönü'nde dükkanlar
açmışlardır.
1719'da paranın değeri düşürüldü. osmanlı'nın mali durumu
artık birer “esnaf” olan yeniçerileri yakından ilgilendiriyordu. halkla iç içe
olduklarından sorunları yakından biliyorlardı. örneğin, osmanlı yöneticileri
savaş hazırlıklarına başladıklarında halka imdad-ı seferiye adında yüksek
vergiler salıyordu. ancak vergi alındığı halde savaşa gidilmiyor, alınan
vergilerle saray'da lüks bir hayat sürülüyordu. örneğin çırağan sarayı ile
sadâbad'da üç yüz köşk yaptırılması, halkla birlikte yeniçerilerin de tepkisini
çekiyordu. lale devri'nde yeniçeriler halkla birlik olup bu nedenle
ayaklanmışlardı. patrona halil isyanı'nın temelinde bunlar vardır. ayrıca
halil’in, “patrona” isimli kadırganın leventlerinden olması bu lakapla
anılmasına sebeptir.
Özetle
patrona halil isyanı, isyan
gibi isyandır. lale devri ile birlikte zaten gösteriş ve şatafat düşkünü
devletin, halkın sefilliğinden bi haber olmasının sonucudur.
tarih kitapları bu devirde
halkın ne sefil bir hale geldiğini değil de, güllük gülistanlık osmanlı'yı
yazar. saray zevk-ü sefa içinde kendini eğlencelere vurmuşken, ağır vergilerden
zaten bezmiş halk açlıktan çarıklarını yiyecek duruma gelmiş; saray, dışarıdan
gelen misafirlerine düzenledikleri geceler, kurdukları sofralar yüzünden
çiftçiye tarla sürecek hayvan bırakmamıştır. tam olarak bu sebeplerden
ötürü meydana gelmiştir patrona halil isyanı.
yiyene bakmakta
olan garibanların kopardığı bu kıyamet, devlette köklü değişikliklere mahal
vermiş, saraydan birçok kellenin koparılmasına sebep olmuştur. sarayı kendine
bağlayan zevk şairi nedim, damlardan dama sıçrayıp kaçmaya çalışırken layığını
bulmuştur.
patrona halil, zenginlerin
konaklarını ateşe vermiş, çıplak ayaklarıyla divana hükmedip birçok vergiyi
kaldırtmıştır. padişahın teklif ettiği rüşvet, makam mevkilere kanmamış;
yoldaşlarını satmamıştır.
velhasıl kelam, pusuya yatırılıp tek başına ele geçirildiği bir
vakit katledilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder