Andrey İsaev
Rus basını
geçen hafta Ortadoğu'daki gelişmelere ve Kürt meselesine odaklandı. Rusya
Stratejik Araştırma Merkezi Başkan Danışmanı Yelena Suponina Amerika’nın
Kürtlerle yaptığı flörtün Ankara’yı iyice rahatsız ettiğini dile getirirken
Politik Araştırma Enstitüsü Doğubilim Bölümü Başkanı Arseniy Grigoryev ise
Amerika’nın, Esad’a karşı savaşacak militanlara eğitim vermek için “Kürt
topraklarında” askeri kamplar kurmak istediğini belirtti.
Ortadoğu’daki
gelişmeler ve özellikle “Kürt meselesi” geçen hafta bölgeyi takip eden Rus
medyasının ilgi odağı idi. Bundan başka Orta Asya’da başlayan politik hareket
dikkat çekici oldu.
Komsomolskaya
Pravda gazetesinde
çıkan yazıda Aleksandr Kots Orta Doğu’daki gelişmeleri kaleme aldı. Kots’a
göre Suriyeli Kürtlerle flört eden ABD, Suriye’yi bölerek kendisine müttefik
bir devlet kurdurmaya çalışıyor. “Yıllar önce aynı operasyon Sırbistan’da
gerçekleşti, ülkeden Kosova bölgesi koparıldı.” diyen Kots, Kürtlere IŞİD’e
karşı en etkin bir güç gözüyle bakan ve onları Rakka operasyonuna sokmaya
çalışan Amerika’nın, Ankara’nın teklif ettiği TSK ve ÖSO’ya şüphe ile baktığını
iddia etti.
Amerikan ve
Kürt askerlerinin Tabka hareketinin Şam ordusunu Rakka’dan uzaklaştırmaya
yönelik olduğunu öne süren yazar, Rakka halkının ekseriyetle Arap olduğundan
Kürtleri kurtarıcı olarak kabul etmeyeceğini vurguladı.
Wefaqpress.net’in
verdiği habere göre ABD, Tabka
ve Rakka düştüğü halde Suriye topraklarında kurulacak Kürt özerk bölge
sınırları, hatta IŞİD ortadan kalktıktan ve Suriye ile Irak parçalandıktan
sonra kurulacak “Büyük Kürdistan”sınırları konusunda Kürtlerle anlaşmaya
varmış.
Ortadoğu ve
Orta Asya Araştırma Merkezi Müdürü Semyon Bagdasarov, Kürtlerin bağımsızlık
değil, geniş özerklik istediklerini öne sürdü. Kendisine göre geçen sene Başer
Esad bu şekilde hareket etseydi Kürtleri kendi saflarına katacaktı, ama
başaramamış. Bagdasarov, Şimdi Afrin’de “Rusya’nın varlığı bir gerçek” olduğu
için Kürtlerle daha aktif şekilde “çalışmamız lazım”, dedi.
Rusya
Stratejik Araştırma Merkezi Başkan Danışmanı Yelena Suponina ise
Amerika’nın Kürtlerle yaptığı flörtün Ankara’yı iyice rahatsız ettiğini dile
getirdi. Her iki tarafla iyi ilişki korumayı başaran, üstelik Suriye ile
Irak’ın toprak bütünlüğünü destekleyen Rusya, daha titiz davranıyor. Bölgeden
“çok uzak duran” ve maceraperest ABD, Kürtleri kullanarak iki ülkeyi bölme
planlarından bahsediyor, halbuki bu senaryo herkes için çok tehlikeli.
Politik
Araştırma Enstitüsü Doğubilim Bölümü Başkanı Arseniy Grigoryev, Amerika’nın,
Esad’a karşı savaşacak militanlara eğitim vermek için “Kürt topraklarında”
askeri kamplar kurmak istediği malum, dedi. Üstelik ABD, Kürtlerle ittifak
kurarak Rusya ve Türkiye’ye karşı bir koz elde edecek. Türkiye topraklarına da
göz dikecek “40 milyonluk Bağımsız Kürdistan”, Erdoğan’ın “korkulu rüyası”dır.
Bu gidişatla en çok şey kaybeden taraf Türkiye olacaktır, dedi.
EADaily’ye
göre,
politikasını zor testlerden geçirmeye çalışan Ankara, Trump’ın Amerikası ile
ilişkileri iyileştirmeye umutlu. İki ülke arasındaki çekişmelere rağmen ABD ile
işbirliği Türkiye’nin Orta Doğu ve Kafkaslar politikasının temelidir. Bugün
itibariyle ülkede başta İzmir, İstanbul, Ankara, Konya ve Mersin’de olmak üzere
Amerikan ve NATO’nun 15 karargah ve üssü bulunuyor.
Bugün
Washington ile Ankara arasındaki en ciddi çekişme noktası “Kürt meselesi”.
Hatta Amerika, Türkiye’yi daha çok rahatsız etmemek için Kürtlere verdiği
desteği kamufle etmeye çalışıyor. Suriye’de kendi çıkarlarını koruyan Türkiye,
“Fırat Kalkanı”nı başlatmış, YPG’nin Rakka operasyonunda yer almasına karşı
çıkıyor. Üstelik NATO’nun dışında birçok ülke ile askeri alanda dahil sıkı
ilişkileri var.
Öte yandan
Erdoğan, Nisan referandumundan galip çıkarsa büyük ihtimal iktidarda 2029
senesine kadar kalacak. O halde hem ABD, hem AB Türkiye’ye yaklaşımını
yumuşatmak, Erdoğan ile “ortak dil” bulmak zorunda olacak. Türkiye’nin NATO’ya
karşı tutumu değişmeyecek şartıyla.
Gazeta.ru, Ankara’nın Moskova’daki “PYD
temsilciliği”ni kapatma talebini değerlendirdi. Portala konuşan PYD’nin “Rusya
yetkilisi” Abdusalam Ali, PYD’nin Moskova ofisinin olmadığını anlattı, Türkiye
Dışişleri Bakanlığı’nın her halde “Suriye Kürdistanı’nın temsilciliği”ni
kastettiğini tahmin etti. Abdusalam Ali, Moskova ile doğrudan doğruya ilişkimiz
var. Sanırım her iki taraf da bu durumdan memnun. Teröre karşı savaşan Rusya’nın
Suriye’ye girişini selamladık, dedi.
Geçen Şubat
ayında açılan Moskova irtibat bürosu, Erbil, Paris, Berlin, Stokholm ve
Lahey’den sonra Rojava’nın altıncı yurt dışı bürosu oldu.
Çağdaş Türkiye Araştırma Merkezi uzmanlarından Yuriy Mavaşov, Moskova hiç bir
zaman “Kürtlerin resmi temsilciliği”nin varlığını itiraf etmedi, büroyu
kapatacağını sanmıyorum. Türkiye de bunu anlıyor, sanırım, dedi. Gazetenin
Rusya Adalet Bakanlığı’ndan edindiği bilgiye göre PYD’nin, Rusya sınırları
içinde herhangi faaliyeti yoktur.
Orta
Asya’daki gelişmeleri takip eden Nezavisismaya gazetesi, Kazakistan ve Özbekistan’ın
liderleri Nursultan Nazarbayev ve Şevket Mirziyoyev’in Astana’da yaptığı
görüşmeleri kaleme aldı. İki ülke bundan sonra su, enerji ve bölgesel güvenlik
alanlarında ortaklaşa hareket etmeye karar aldı. Nazarbayev’e göre Kazak-Özbek
ilişkileri şimdi “sıfırdan” başlayacak.
Zamanında
kurulmaya çalışılan ve çok konuşulan Orta Asya Birliği’nden hiç sözetmeyen iki
lider bölgede beraber önderlik yapacakmış.
Gazeteye
konuşan Orta Asya uzmanı Aleksandr Knyazev, amaçları farklı olan beş eski
Sovyet Cumhuriyeti’nden oluşan Orta Asya bölgesi diye bir politik varlık
yoktur. Fakat bölgenin en güçlü iki devleti koordine bir şekilde hareket
edebilirse bölge bir bütünlük kazanabilir, dedi.
Uzman, bugün
Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ı kullanan dış güçlerin çıkarlarının
Kazakistan ve Özbekistan’ın çıkarlarına ters düştüğünü bildirdi. Knyazev, her
türlü ittifaklardan uzak durmaya çalışan ve ikili ilişkileri kurmayı tercih
eden Özbekistan’ın tutumunun, Moskova’nın önderliğinde entegrasyon
girişimlerine “belirli oranda” karşı koyan Kazakistan’ın işine geldiğini,
Astana ve Taşkent’in bölgedeye nüfuzunun da büyük ihtimalle “Washington,
Moskova veya Pekin’in diktacılığından muaf olacağını” iddia etti.
Argumentı i
Faktı gazetesi, “Kızıl
Ordu” ismi ile bilinen Aleksandrov Topluluğu’nun, yaşadığı faciadan sonra ilk
yurt dışı turunun birinci konserini İstanbul’da vereceğini bildirdi.
7 Nisan’da “protokol” ve ertesi gün “genel izleyici” karşısına çıkacak topluluğun 64 sanatçısı 26 Aralık 2016’da uçak kazasında hayatlarını kaybetmişti. Türkiye’den sonra Aleksandrov Topluluğu Çek Cumhuriyeti’ne geçecek.
7 Nisan’da “protokol” ve ertesi gün “genel izleyici” karşısına çıkacak topluluğun 64 sanatçısı 26 Aralık 2016’da uçak kazasında hayatlarını kaybetmişti. Türkiye’den sonra Aleksandrov Topluluğu Çek Cumhuriyeti’ne geçecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder